Her şey olması gereken sırasıyla oluyor

Öykü_3-Dava


1 dakika sonrası...

Çocuk hiç kımıldamadan, hem merakını giderememenin sıkıntısını yaşıyor, hem de yerde can çekişen fotoğrafçıya bakıyordu.

Adam ise, fotoğrafçının böğrüne sapladığı bıçağın açtığı yaradan fışkıran kanın, merdivenin basamaklarından süzülüp çocuğun ayakkabılarını kırmızılaştırmasına aldırmadan, bıçağı önce sola sonra da sağa çeviriyor ve hasmının iç organlarının telafisi mümkün olmayacak şekilde parçalanmış olmasını, ancak içten içe, çok can çekişmeden bir an önce bu dünyadan def olup gitmesini, kendisini uzun yıllar hapis yatıracak bu belayı başına açtığı için de, cehennemde cayır cayır yanmasını diliyordu.



Kızgınlığı geçemeyebilirdi ama, aile namusunu koruyabildiğini kız kardeşine, sülalesine, toplumuna ancak böyle kabul ettirebilir, bundan sonra ki yaşantısında alacağı nefesin hakkını sadece böyle ödeyebilirdi.



Çarşı esnafından kimse dükkânlarını terk etmek, olaya müdahil olmak istemiyordu. Hatta hepsi, birlik olmuşçasına içten içe, fotoğrafçıyı uyardıklarını düşünüp bu sonuçtan kendilerinin sorumlu olmadıklarının fikrini, sanki farklı bir yerde başka birisiymiş gibi, ruhlarından uzaklaşmış, vücutlarını çok ama çok zaman önce terk etmiş, kendilerine bile yabancı olan benliklerine kabul ettirmeye çalışıyorlardı.



Kız kardeşi, kırmızı, yeşil işlemeli başörtüsü ile utana sıkıla abisinin yanına geliyor ve elindeki kanlı bıçağı tutarak  "Abey, neden menimle ivlenmeyi istemedi? Kahbe herif! Maydem ivlenmeyecekti, neden resmimi cekti? " deyip gözleri açık, yerde cansız yatan fotoğrafçını üzerine tükürdü.



Ne kasabın kan kokan grileşmiş beyaz önlüğü, ne demircinin ocağından çıkan dumanın pusu, ne de semercinin çuvaldızının pırıltısı, yazısız kurallara karşı geliyordu. Kimse kıpırdamıyor, kimse başka bir şey söyleme ihtiyacını hissetmiyordu.



Buralarda büyüyen her çocuğa, dikenli de olsa örf ve adetlere bulanmış dalları tutamayanların, boş yere nefes almaması gerektiği öğretilmişti.



Hatta aşiretinden büyük şehirlere göçüp gitmiş olanlar, bu haberi duyduklarında kendisi ile gurur duyacak ve çevrelerinde yaşayan örfsüzlerin, bir daha başkalarının yaşantılarına girmeden, namusuna laf etmeden önce bir kere daha düşünmeleri gerektiğinin sohbetini yapacaktı.



Polis, kaçmayacağını bildiğinden çarşıya ağır aksak gelip adamı tutukladığında, kirlenmiş kız kardeşin, bu dünyada bir hayatı olup olmayacağı şimdilik bilinmiyordu.