Her şey olması gereken sırasıyla oluyor

Kitap_2-İbrahim Peygamber

Hz. İbrahim /Muazzez İlmiye ÇIĞ
Tanrı bir ve tek olsa da yarattığı insanların bir olmadığını o da biliyor...
Muazzez İlmiye Çığ’ın bu okuduğum üçüncü kitabı.
Onun kitaplarını okumaya, Sümerliler üzerine bazı gerçekleri fark etmeye başladığım, yani Lübnan’a yaptığım bir seyahatten sonra olması benim adıma geç olsa da bu eserlerin derinliklerini fark etmem adına sevindirici.
Çığ, bu eserinde, Kuran’da sık olmasa da, Tevrat’ta sıkça adı geçen, ilk adı ile Abram olan, dönemin ticaret yaşantısında ufak bir askeri gücü de elinde tutan, günümüzün bir çeşit Prenslerinden denebilecek bir yetkiye sahip olup önceleri Harran ve Mezopotamya’da sonra Filistin yani bugüne kadar hiç kapanmayan yaraların olduğu Orta Doğu coğrafyasından etkin bir lider olduğu yaşadığı topraklarda halk tarafından kabul edildikten sonra üç Sami din için bir Dini Lider olarak karşımıza çıkan adı değişip çocuklarından Yakup soyundakilerin Abraham, İsmail soyundakilerin İbrahim dedikleri atalarıyla, çocuklarıyla, torunlarıyla ve eşleriyle bizlere tanıtıyor.
Benim için; Çığ’ın kitaplarının tümü Sümer belgelerine ve Sümerlilerin çevresinden yaşamış diğer halkların, Akadlar ve Fenikelilerin, yaşam şartlarını gösteren arkeolojik belgelere dayandığından, bu zamana kadar salt inanç etkisiyle okuduğum Kuran, İncil ve Tevrat’ı daha kolay kavramama yardımcı oluyor.
Bilindiği üzere Tevrat’ın İncil ile arasında ki 2.000, belki 3 belki 4.000 yılı, İncil ve Kuran arasında ki 500 yılı bu kitapların birbirilerinden etkilenmeleri için yeterince uzun bir süre bölge halkları arasında benimsemişlik olduğu aşikârdır.
Çığ’ın bu kitabında varoluştan günümüze kadar olan insani yaşam sürecini de işin içine katarsak geçmişimizdeki binlerce yıllık bir zaman diliminde Orta Doğu merkezli üç Sami Dinin halklarının birbirlerinden nasıl etkilendiklerini kronolojik olarak anlatırken, Kutsal kitaplarının da birbirlerinden iklim ve coğrafi şartlar gereği nasıl etkilendiklerini İbrahim Peygamberin yaşantısı üzerinden ortaya koyuyor.
İbrahim Peygamberin bu üç Kutsal kitapta geçen konularını birebir yorumsuz art arda yazarak kitapların ortak düşüncelerini gösteriyor ve Sümer ile Mısır kültüründeki arkeolojik buluntuları da ardına ekliyor.
Üç Sami dini birbirinden ayıran özelliklere baktığımızda yine İbrahim (Abram-Abraham) Peygamberin kendisinden sonra gelen çocuk ve torunlarının davranış farklılıklarında göre biliyoruz.
İbrahim Peygamber dinler tarihinde ki kilit varlığı buradan geliyor.


O, aynı zamanda her üç dinin de ortak Peygamberiyken, onun peşinden gidenlerin birden üç farklı yola ayrılmalarına neden olan kişi de oluveriyor.
“EL” kelimesi Akadça'da “İlu”, Kenaan'da “İl”, İbranice'de “Elohim”, Aramice'de "Elah" Hristiyanlarda "Tanrı", Araplarda "Allah" olarak isimlendirilmiş olduğu arkeolojik olarak bilindiğinden, bu dil geçişi Orta Doğu halkların dilleri bir, dinleri bir olduğunu gösterirken insan denen varlığın ortak bileşenlerini de ortaya koymaktadır.
Isra-EL               İsrail               Anlamı: Tanrı ile güreşen eden
Jocob-El             Yakup             Anlamı  : El korusun
Jisma-El             İsmail             Anlamı  : El işitsin
Jishak-El            İshak               Anlamı  : El bana gülsün
Ezer-El               Elizer(Azer)    Anlamı  : El yardımcı olsun

200 sayfalık bu eseri okurken bazen heyecanlanıp, bazen kızıp bazen sevindiğim anlar oldu.
Beni en çok, önceleri Müslümanlar ile Hristiyanlar arasında bir ayrım olduğunu zannettiğim ancak sonra birden Tevrat sayesinde Yahudilerle ortak olduğumu anladığım ama esas;


1) Sünnet geleneğinin Sümer ve Mısır arkeolojik bulgularına göre Mısır kültürüne ait olduğu ve erkek organın bir kısmının kesilip Tanrıya sunulmasıyla, sunuyu yapan erkeğin ailesinin ve sülalesinin gelecek nesillerini, sunuyu alan Tanrının koruyacağına olan inancın

2) Hayvan kurban edilmesinin, Fenikeliler zamanında, doğan ilk erkek çocuğun ailenin Tanrısına kurban edilip, gelecek nesil çocuklarını koruması olduğunun keşfedilmesi ve insani olmayan bu davranışın İbrahim Peygamberin gücü üzerinden dönemin Dini Liderlerinin değiştirip İnsan yerine bir hayvan kurban edilmesini sağlamaya yönelik girişimleri,
geçmişimi bilmeden nelere inandığımı göstermesi adına etkiyici olmuştur.

Yeni gerçek bilgilere ulaştıkça ne kadar da cahil olduğumu görmem, Atalarımın geçmişini daha da merak etmeme neden oluyor…

Nisan 2020